Geçenlerde Taksim'de Avrupalı seyyah bi kadınla tanıştım. Bi sırt çantasıyla dünya turuna çıkmış. Öğrenciyken interraille dünyayı dolaşmayı hep istemiş ama cesaret edememiş olan ben,sonradan dünyada çok yerler gördümse de hiç bukadar cesur olup gemileri yakamadım.. tadı bi başkadır böylesinin özendim.. kadına esmiş vurmuş sırtına çantasını düşmüş yola.. anaam o çantaya benim sırf ayakkabılarım sığmaz bee :))
Konuşunca öğrendim ki çok varlıklı fabrikatör bi ailenin iş kadını kızıymış (deli mi ne madem paran çok, çık cruisela dünya turuna diyesim geldi ki sustum çünkü deminki cümlelerimle çok çeliştim), halbuki yüzü saçı kılığı sokak çocuğu gibi, bi hamama sokup bol köpükle şöle yuğura yuğura yıkayası geliyo insanın.Kızıl kıvırcık saçları kimbilir nemzndır yıkanmamış, yüzü kirli ama bi okadar da sevimli, çillerinin arasından bakıyo boncuk boncuk.. nice biton makyaj hatundan güzel o pis haliyle. En önemlisi de çok mutlu.. hıh ben de zenginim ben de üniversite mezunuyum ben de nişantaşı çocuuyum benim neyim eksikk??
Bi beyoğlu çikolatası verdim,önce almak istemedi al kızz dedim nazlanma ye de enerji olsun... bide nazar boncuklu bilekliğimi verdim, hem benim gibi kıskanan tiplerin nazarından korunsun hem de benden bir parça gittiği tüm yerlere gitsin diye. Bi de tembih çektim; aman abla öle cevahirlik yapıp otostopla kamyona fln binme kıy paraya bin taksiye dolmuşa aman diyim madem babada para bk gitme bk yoluna...
Yolun açık olsun gülegüle sevgi kelebeği :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder